Yüksek Üretim Maliyetine Rağmen Dünya’nın En Ucuz Çimentosu Türkiye’de
Toplam okunma sayısı: 1904
15 Oca 2021
TÜRKÇİMENTO tarafından Türkiye ekonomisini inşa eden çimento sektörünün bölgesel dinamikleri ve ülke ekonomisine etkilerini tartışmak üzere gerçekleştirdiği “Anadolu Buluşmaları”nın üçüncüsü 25 Aralık Cuma günü Ankara’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Dünya Gazetesi iş birliği ile gerçekleşen online buluşmada, sektörün mevcut durumu ve 2021 beklentilerinin yanı sıra sorunları da ele alındı.
TÜRKÇİMENTO, sektöre yön vermek ve gelecek vizyonu çizmek amacıyla başlattığı Anadolu Buluşmaları’nı “Türkiye Ekonomisini İnşa Edenler” başlığı ile sürdürüyor. Sektörün bölgesel dinamikleri ve ülke ekonomisine etkilerinin tartışıldığı buluşmaların üçüncüsü Ankara’nın ev sahipliğinde gerçekleşti.
Dünya Gazetesi iş birliği ile gerçekleşen online buluşmanın üçüncüsüne TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Limak Çimento San. ve Tic. A.Ş. Kurucu Başkanı Nihat Özdemir, OYAK Çimento San. ve Tic. A.Ş. Ülke Başkanı Ali Pastonoğlu, Votorantim Çimento San. ve Tic. A.Ş. CEO’su Hatim Ben Moussa, Baştaş & Konya Çimento San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Burak Akın, NBE Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar konuşmacı olarak katıldı.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri marka dönüşümü ile yeni vizyonunu açıklayan TÜRKÇİMENTO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, marka felsefesini şu şekilde açıkladı:
“Sektörümüzün kalkınmada öncü, topluma duyarlı, sürdürülebilir ve inovatif faaliyet ve uygulamaları ön plana çıkarmak, daha fazlası ve daha iyisi için öncü olmak, faaliyetlerimizin tüm paydaşlarımızda bilinirliğini artırmak üzere yeni bir vizyon yolculuğuna başladık. TÜRKÇİMENTO markası ile katma değer yaratan, topluma duyarlı, kurumsal güveni sağlayan, insana yatırım yapan, dijitalleşme, teknoloji ve inovasyonda öncü sektör olarak bu vizyonu yaşatacağız. Bu değişim, geçmişten bizi bugüne taşıyan değerlerimizi muhafaza ederek, kendimizi günün değişen şartlarına ihtiyaçlarına uydurmak ve sektörümüzün geleceğini planlamak üzere başlattığımız bir çalışmadır. Bu yolculuğa başlarken, Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi ‘Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur’ vizyonundan hareketle, ‘Bu ülkenin temelinde biz varız’ dedik. Faaliyetlerimiz ve hayata geçireceğimiz uygulamalarımızla bu ülkenin geleceğinde de biz olacağız.”
ÇİMENTO SEKTÖRÜ HAKSIZ YERE HEDEF GÖSTERİLİYOR
Sektöre ilişkin sorunların da ele alındığı toplantıda Dr. Tamer Saka, çimento maliyetlerine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye çimento sektörü olarak yüksek üretim maliyetlerine rağmen dünyanın en ucuz çimentosuna sahibiz. Sektörümüz son 10 yılda 2,5 milyar dolar yatırım yaptı. Yüksek kaliteli ürünlerimizi 70’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Ülkemizde de çimento fiyatlarında enflasyon kadar dahi artış yaşanmadığı gibi fiyatlar neredeyse bir önceki seneye göre benzer seviyededir.
Diğer yandan 2020 yılında Merkez Bankası’nın 9 aylık verilerine göre geçen yılın aynı dönemine oranla konut fiyatlarında, enflasyonun 15 puan üzerinde, %27’lik bir artış görülüyor. TUİK’in açıkladığı konut inşaatı malzeme maliyeti endeksi de aynı dönemde sadece %16,5 artış gösterdi. Biraz daha geçmişe gidecek olursak 2017 Ocak ayı ile kıyaslandığında konut fiyatlarının bugün %54 arttığını görüyoruz. Aynı dönemde çimento fiyatlarında ise enflasyon kadar bile artış söz konusu değil. Ayrıca inşaat maliyetinde çimentonun payı sadece %2 ila %4 arasında. Arsa maliyeti de hesaba katılırsa bu pay çok daha düşük seviyeye gelmektedir. Bunlara rağmen konut fiyat artışlarından çimento sektörünün sorumlu tutulması mantıklı olmadığı gibi sektöre de haksızlık. Yılların alışkanlığı ile çimento sektörü bir kez daha kitlelere haksız yere hedef olarak gösteriliyor.”
Toplantıda konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, 2021 yılının yaşanan sıkıntıların bertaraf edileceği bir yıl olacağına inandığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İnşaat, faiz-kur denkleminden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Faize duyarlılığı nedeniyle makro değişkenlerden hızla etkileniyor. İnşaata girdi veren sektörler de bu tablonun dışında kalamadı. Pandemiyle birlikte bu geriye gidiş devam etti. Haziran’da faiz indirimi inşaat sektörünü bir miktar hareketlendirdi. Ancak inşaatın 8 çeyrektir üst üste daralma göstermesi dikkat çekiyor.
Bu kadar olumsuz süreç sonrası %6,4’lük büyüme oranıyla inşaat ekonominin genel büyümesinin altında kalmasını iyi okumak gerek. Yüksek faiz konuta olan ilgiyi azaltacaktır.
Enflasyon en büyük sorunumuz. TL’ye güveni sağlayabilmek için Merkez Bankası’nın bu kararı yerinde. Faiz ilaç gibidir, zamanında yeterli dozda verirseniz fayda sağlar. Muhtemelen 2. ve 3. çeyrekte enflasyondaki düşüşün gerçekleşeceğine ve faizlerin geri geleceğine inanıyorum.”
Ankara’daki tesislerin limanlara uzaklığının ihracatta dezavantaj yarattığını belirten Nurettin Özdebir, “Ankaralı sanayicilerin ihracat için birtakım desteklere ihtiyacı var. Bunu yıllardır söylüyoruz. Demir yolunu Ankaralı sanayiciler olarak kullanabilmemiz lazım. Vagonlarımız var ama lokomotifimiz yok. Kamunun lokomotifleri de çok maliyetli. İhracat limanlarına kendi lokomotif ve vagonlarımızla daha kolay ulaşabiliriz” dedi.
“ÇİMENTODA YENİ YATIRIMA İHTİYAÇ YOK”
Limak Çimento San. ve Tic. A.Ş. Kurucu Başkanı Nihat Özdemir ise 2021’in 2020’den iyi olacağını ümit ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Mart ayında pandemiyle birlikte dünyada ve Türkiye’de yaşanan sıkıntılardan dolayı birçok fabrika üretimine ara verdi. İç piyasada da canlılık olmayacağını tahmin ederek ümidimizi yurt dışına bağladık. Bu yıl sektör olarak rekor ihracat yaparak milyar dolarlık ihracatı yakaladık. Bankaların kredi faizini düşürmesiyle sektör canlanmaya başladı. Faizlerin artması, inşaat sektörünü eksiye götürüyor. İhracata alıştık, yeni pazarlarımız ve taahhütlerimiz var. 2021’de de 2020’den daha az ihracat yapmayız diye düşünüyorum. 2023’e giderken bütün fabrikalar inşaat sektöründe canlanma olacağını hesaplayarak klinker üretimine devam ediyor.”
Türkiye’de yeni bir çimento yatırımına ihtiyaç olmadığını belirten Nihat Özdemir, “Türkiye bugün 100 milyon ton klinker üretim kapasitesine sahip. Ancak ihracat yoluyla dengeyi bulabiliyoruz. İhracata güvenerek yeni yatırım yapmanın doğru olacağına inanmıyorum. Çimento sektörünün dışa açılmasına kesinlikle destek veriyorum. Çimentocuların özellikle gelişmekte olan ülkelerde, Afrika ülkelerinde yeni yatırım ve satın almalarla yurtdışına açılmalarında çok büyük fayda görüyorum” dedi.
OYAK Çimento San. ve Tic. A.Ş. Ülke Başkanı Ali Pastonoğlu, sektörün güncel sorunlarının dışında yönetmesi gereken bir değişim süreci olduğuna dikkat çekerek, “Karbon ve çevre emisyonları, ihracat yaptığımız bazı lokasyonlarda sınırda karbon vergilerinin getirilmesi, birincil yakıtımız olan alternatif yakıtların ülkemize getirilmesi, yüksek teknolojinin sektörümüze adaptasyonu odaklanmamız gereken konular” dedi. Türkiye’de çimentoda uzun bir dönem yeni yatırıma gerek olmadığını söyleyen Ali Pastonoğlu, “Mevcut tesislerde verimlilik ve enerji maliyetlerini düşürme adına yeni yatırımlar yapılabilir. Ancak Türk çimentocuları olarak portföyümüzü genişletmemiz gerekiyor. Türk çimentosu için fırsat olan alanlar var” diye konuştu.
Votorantim Çimento San. ve Tic. A.Ş. CEO’su Hatim Ben Moussa, “Türkiye’de 2018 yılında kişi başına 900 kg olan tüketimin bugün 400 kg’a kadar düştüğünü görüyoruz. Tüketemediğimiz mevcut kapasitemiz var. Son 2 yıldır maliyetlerimizde yüzde 40’lık artış var ama fiyatlarımız 2 yıl öncesiyle aynı seviyede” dedi.
Baştaş & Konya Çimento San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Burak Akın, Türk çimento sektörünün üretim için kullandığı yakıtı ithal ettiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Türk çimento sektörü olarak ciddi bir ihracatçıyız ama ciddi de bir ithalatçıyız. Üretim için kullandığımız yakıtı ithal ediyoruz. Bunu ithal etmeme şansımız var. Alternatif atıklarla klinkeri, çimentoyu üretebiliriz. Yüzde 50’ler seviyesinde alternatif atık kullanabiliyoruz. Kamu- özel sektör ortaklığıyla bu çöplerin yakıt olarak kullanılmasına ortam hazırlanmalı. Biz sanayi olarak bu atıkları çok daha verimli değerlendirebiliriz. Önümüzün açılması için enerji maliyetlerimizi yönetebilir olmamız gerekiyor. Sanayi olarak bizim ekonomiye katabileceğimiz yakıtlar daha çok sanayi atıkları ve ticarethane atıkları.”
Dünya Gazetesi Yöneticisi Hakan Güldağ, 2021’in ilk yarısında yeni faiz artışı gelmeyeceğini düşündüğünü belirterek, “Piyasalarda 2021 ikinci yarısında faizlerde hızlı olmasa da bir düşüşe doğru gidileceği tahmini var. Faiz artışları geldi ama bu bir dengelenme süreci. Bu sürecin 2021’e olumlu yansıyacağı kanaatindeyim” dedi.
Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ise 2021 yılının ilk yarısının da sıkıntılı geçeceğini tahmin ederek, “Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 için zor bir sınav yılı olacak demişti. Umutla bakmak moral verir ama ilk yarıyı da sıkıntılı geçirebiliriz. Toparlanma ancak ikinci yarıdan itibaren başlar diye tahmin ediyorum. Ekonomi yönetimindeki değişiklikle yeniden normalleşme başladı. 2018 yılı ortalarından itibaren niye bu hataları yaptık, niye rezervlerimizi erittik, niye eksi rezervlerden söz ediyoruz sorularını sorup bu hataları bir daha yapmayalım” değerlendirmesini yaptı.