Macar ve Türk İşadamları Budapeşte’de Buluştu
Toplam okunma sayısı: 3163
24 Şub 2014
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) organizasyonunda T.C Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Başkanlığında, T.C Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, 100’ü aşkın MÜSİAD Üyesi İşadamı ve 200’ü aşkın Macar İşadamının katılımlarıyla 3. Macaristan-Türkiye İş Forumu Budapeşte’de gerçekleştirildi.
İş Forumu öncesi katılımcılara seslenen MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Ekonomik olarak Doğu’ya açılan Macaristan’a “Eksen Kayması!” hatırlatmasında bulunurken, T.C Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ” Gümrük Birliğini, AB’ye üye olmaktan daha çok önemsiyoruz” dedi.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen iş forumuna T.C Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, T.C Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Macaristan Ulusal Ekonomi Bakanı Gyorgi Matolcsy, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Macaristan Yatırım ve Ticaret Ajansı (HİTA) Başkanı Erzsebet Dobos, 300’ü aşkın Türk ve Macar İşadamı katıldı.
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, İş Forumu öncesinde katılımcılara seslendiği konuşmasında Türkiye ve Macaristan arasındaki tarihi ve ekonomik işbirliklerine değindi. Olpak bu konuda şunları söyledi;
Yüz yıllara uzanan geçmişimiz, Türkiye ve Macaristan halkları arasında oluşan güçlü ilişkinin temelini oluşturuyor. Türkçemizde bir atasözümüz var: “Her şeyin yenisi, dostun eskisi” diye. Biz işadamları da, iki dost ülke olarak, aramızdaki bu kadim bağı, Türkiye ve Macaristan arasında kuracağımız yeni ticari ilişkilerimizle pekiştireceğiz.
Son 30 yılda yaşanan 3 büyük kırılma, ülkelerin uzun yıllar geleceklerini şekillendirecek etkilere sebep oldu. Bunlardan ilki, soğuk savaş döneminin bittiğini ilan eden 1991 Kırılması. İkincisi, 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıyla ortaya çıkan Güvenlik Kırılması ve son olarak 2008’de ABD merkezli başlayan ve hızlıca küresel ölçeğe yayılan, Ekonomik Kırılma.
10 yıllık periyotlar halinde tecrübe ettiğimiz bu dönüm noktalarında, devletlerin gösterdikleri refleksler ve konumlanmalar, şüphesiz ki, ülkelerin geleceklerini, geriye dönülmeyecek biçimde şekillendirecektir.
Bu çerçevede, Macaristan ve Türkiye’ye baktığımızda, her iki ülkenin de, birçok politikada, önce ya da sonra, benzer süreçleri takip ettiklerini görüyoruz. 1990’lı yıllardan başlayan dışa açılma ve serbestleştirme politikaları, Dünya Ticaret Örgütü üyelikleri ve AB üyelik süreçleri gibi örnekler, her 2 ülkenin benzer reflekslerini ve konumlanmasını ortaya koyuyor. Buna, bir de, her iki ülkede de, toplumun büyük kesiminin oyunu almış güçlü iktidarları ve benzer ekonomi politikalarını eklediğiniz zaman, gerçekten, Türkiye ve Macaristan ticari ortaklığı için, benzersiz imkânlar vardır.
Olpak’tan “Eksen Kayması Hatırlatması”
İki ülke arasındaki benzerliğe, güncel ve belki de biraz da ilginç bir örnekle değinmek istiyorum. 2 hafta önce, Ekonomi Bakanı Sayın Mihaly Varga’nın, Financial Times’te yayınlanan makalesinde, Macaristan’ın dış ticaret politikası ile ilgili söylediği bir cümle çok dikkatimi çekti. Sayın Bakan, o cümlesinde: “Macaristan olarak yeni dış ticaret politikamızın temelinde Doğu’ya açılmak var” diyor ve ekliyordu: “fakat, Batı’ya bigane kalmadan”.
Bu cümle, son yıllarda, bizim ülkemizde de çokça dile getirildi ve bazılarınca da Eksen Kayması şeklinde lanse edilip, mevcut iktidarın, özellikle AB karşısında elini zayıflatmak için kullanıldı. Fakat Sayın Bakan’ın o ifadesinin, enerji tüketen böyle bir tartışmaya, sizin ülkenizde sebep olmaması, elbette sizler adına sevindirici. Böyle bir ortamda, Macaristan’ın, özellikle AB Dönem Başkanlığı sürecinde, Türkiye’nin AB üyeliği yönünde göstermiş olduğu gayret ayrıca takdire şayandır. Bunun için, ülkem adına sizlere teşekkür ediyorum.
Son 10 yıl içinde ülkemizde hukuki, siyasi, ekonomik pek çok alanda ilerleme kaydedildi. Bu çerçevede, Türkiye’nin son 10 yılda attığı adımlarda, AB çıpasının ne kadar etkili olduğunu hep birlikte gördük. AB üye adayları arasında, en çok reform yapan ülkelerden biriyiz.
Bu doğrultuda, 2 ay önce, Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni imzalandı. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, AB sürecinin daha farklı bir boyut kazanacağını düşünüyoruz.
Bununla birlikte, ülkelerimiz arasındaki tüm bu ortak geçmişe ve politika benzerliklerine rağmen, maalesef, iki ülke arasındaki ticari ilişki, son yıllarda ivmelense de, hala olması gereken seviyenin çok altındadır.
Oysa, her iki ülke de, AB üye ülkeleri ile karşılaştırıldığında pozitif ayrışmaktadır. Macaristan 2013 yılı 3.cü Çeyreğinde AB içerisinde en yüksek büyüyen 3.cü Ülke olmuş ve işsizlik oranında ise, AB ortalamasının çok altında tutmayı başarmıştır. Yine Türkiye, 3.cü Çeyrekte %4 büyüyerek, AB üyesi ülkelerin hepsinden daha hızlı büyümüştür. 2008 küresel krizinden sonra, pek çok gelişmiş ülke kriz öncesi dış ticaret seviyesini yakalayamazken, bu süreçte, her iki ülke de dış ticaret hacmini artırmayı başarabilmiştir. Biliyoruz ki, farklar kriz dönemlerinde ortaya çıkıyor. İstikrar dönemlerinde, ne şirketlerin, ne de ülkelerin rakiplerine karşı fark oluşturabilmesi, hiç de kolay değil. Fakat, 2008 küresel krizinden sonra fark oluşturabilen Türkiye ve Macaristan, her şeyden önce, çok daha kuvvetle, ticari ilişkiler geliştirebilmelidir. Her iki ülke de. kalkınmaya ve büyümeye açtır.
AB üyesi ülkelerin Macaristan dış ticaretindeki payı yaklaşık %70’dir. Yaklaşık 8 yıl önce, AB üyesi ülkelerin Türkiye’nin dış ticaretindeki payı %60’lar civarındaydı ve bu oran şu an %40 seviyesindedir. Açıkçası, Türkiye’nin 2008 dünya ekonomik krizinin üstesinden gelmesinde en önemli faktör de, alternatif pazarlara yönelmesi ve erişebilmesi olmuştur.
Bu noktada, güçlü konumu, istikrarlı siyasi ve ekonomik yapısı, eğitimli nüfusu ile Türkiye’nin, Sayın Varga’nın, Macaristan’ın “Doğu’ya açılma” politikası için, en önemli partner ülke olduğuna inanıyorum.
Diğer yandan, lojistik olarak Avrupa’nın ortasında, kara-hava ve demir yollarının kesişim noktasında bulunan, Tuna nehri taşımacılığıyla potansiyel arz eden, “ticaret üssü” olarak nitelendirebilecek bir ülke olan Macaristan’ın da, bizim için önemli bir ortak olduğunun farkındayız.
Bugün, yurtiçinde 72 noktada, yurtdışında 55 ülkede 143 noktada faaliyet gösteren MÜSİAD olarak, Sektörel Çalışmaları ve uzmanlaşmayı çok önemsiyoruz. Ülkeler arasındaki işbirliğinin, ancak sektör spesifik çalışmalarla ivme kazanacağına inanıyoruz. Bir İşadamları Derneği olarak, Otomotiv’den Enerji’ye, İnşaat’tan Bilgi Teknolojileri’ne, Gıda’dan Lojistiğe; Hizmet’ten Basım-Yayın-Ambalaj’a; Makine’den Sağlığa; Dayanıklı Tüketim’den Mobilya’ya; Kimya-Metal-Maden’den Deri ve Tekstil sektörlerine uzanan geniş bir sektörel yelpazede, çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve Macaristan’la bu alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu, tekrar ifade etmek isterim.
Orban, Uzun Vadede İşbirliğinin Önemine Değindi
Macaristan Başbakanı Viktor Orban da burada yaptığı konuşmada uzun vadede işbirliğinin çok önemli olduğunu bildiklerini belirterek, “Türkiye devasa bir ekonomidir. Türkiye, en büyük ve hızlı büyüyen ekonomilerden birisidir. Güvenilir ekonomisi vardır. Çok iyi siyasi liderler görüyoruz karşımızda… Türkiye Başbakanı bana, en son sonbaharda Ankara’da, ülkenin 2023 yılında 100. kuruluş yıl dönümünde dünya ekonomisinin ilk 10’u arasına gireceğiz dedi. Bir yönetici böyle konuşmalı ne istediğini bilen bir şekilde. Türkiye gerçekten 2023’te ilk 10 ekonomi arasında yer alacaktır. Eğer bu amaca doğru ortaklar arıyorsanız doğru yer olan Macaristan’dasınız. Macaristan’da bu hedefi seçmiştir. AB’ye dahil olmamıza rağmen biz de sizin gibi hedefi seçtik. Şimdiye kadar AB’de yaptıklarımız az değildir ama yeterli değildir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, Macar İşadamları’nı Türkiye’ye Yatırıma Davet Etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macar iş adamlarını Türkiye’ye Türk iş adamlarıyla yatırım yapmaya davet ederek, “Türkiye riskleri minimum olmuş bir ülke, hala karlı bir ülke. O açıdan ben sizleri yatırıma davet ediyorum. Bu kadar mükemmel dostluk ilişkilerimiz siyasi ilişkilerimiz varken en üst seviyede Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, değerli bakanlar seviyesinde bu kadar anlayış varken, halklar arasında bu kadar birbirine sempati varken niçin bu kadar az ticaret olsun, niçin bu kadar az yatırım olsun? Bunu sorguluyorum bunun, haksızlık olduğunu düşünüyorum. Onun için sizler birbirinizi daha çok tanıyın daha çok bir araya gelin. Bizler, hükümetler, sizin önünüzü açmak için varız. Nerede takılırsanız onun içinde gelin gerek Türk gerek Macar hükümetleri önünüzü açacaktır. Gerekli her türlü kolaylıklar sağlanacaktır” dedi.
Zeybekci:” Gümrük Birliğini, AB’ye Üye Olmaktan Daha Çok Önemsiyoruz”
MÜSİAD’ın organizasyonunda düzenlenen iş forumu öncesi katılımcılara seslenen T.C Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de Avrupa Birliği ile 1955 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi gerektiğini söyledi. Zeybekci, bu konuyu AB’ye tam üyelik sürecinden daha da çok önemsediklerini söyledi. Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Türk Ürünleri AB içinde serbest dolaşım hakkına sahip ama bugün başta Bulgaristan olmak üzere bir çok ülke tarafından engellenmektedir. Türkiye bu uygulamalardan çok büyük zararlar görmüştür. Gümrük birliği anlaşmasını bir iki değişiklikle tekrardan müzakere ederek devam ettirmek istiyoruz dedi.
Türk ve Macar İşadamları Buluştu
İş forumu öncesi yapılan konuşmaların ardından düzenlenen iş forumunda Türk ve Macar İşadamları buluşarak karşılıklı birebir görüşmelerde bulundu.